Cumhurbaşkanı Erdoğan kaotik gündeme bir tartışma konusu daha ekledi: TEOG...
Çözüm olarak her okulun kendi sınavını yapmasını öneriyor.
Böyle bir uygulama sorunu çözer mi, o ayrı konu. Dikkati daha fazla çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üslubu:
“Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum. TEOG’un kaldırılması lazım.
Bunun kararını verecek olan hükümettir. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak bunu Bakanıma, Başbakanıma bir kere söylerim olur biter...”
Sık sık “Türkiye’nin yönetim sistemi değişmiştir” diyen Cumhurbaşkanı, nelerin değiştiğini böyle örneklerle ortaya koyuyor. Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı’nın bu konuda bir itirazı olamayacağı üsluptan anlaşılıyor. Peki CHP örneğin “Bu kararı hangi gerekçelerle aldınız?” gibi bir soru sorabilir mi? Adalet Bakanı geçenlerde CHP’ye “Cumhurbaşkanı’na soru soramazsınız” dedi.
DİGİ
Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik gözaltına alındı. Çelik’in Digitürk üyeliğini iptali de delil sayıldı.
Odatv şu ilginç hatırlatmayı yaptı:
“CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ekim 2015’te Fetullahçı TV kanallarının Digitürk’ten hukuksuz olarak çıkarılmasına tepki göstermiş, vatandaşlara ‘Aboneliğinizi sonlandırın’ çağrısı yapmıştı.”
Deniyor ki; avukat bu çağrıdan etkilenmiş olabilir, ona yönelik soruşturma Kılıçdaroğlu’na doğru ilerleyebilir.
Olur mu olur!
DEĞER
Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu sene okullara gönderdiği “Belirli gün ve haftalar” çizelgesinde 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı, 23 Nisan Çocuk Bayramı ile 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı yer almıyor.
Milli bayramların yerine 15 Temmuz Demokrasi Günü, Kutlu Doğum, İstanbul’un Fethi gibi programlar konuldu.
Gidişat malum... Cumhuriyet, demokrasi, milli bilinç, tarihe saygı kavramları adım adım terk ediliyor. Yerine İslami rejimin değerleri yerleştiriliyor.