Muaviye zamanında Bağdat’a Hazreti Hüseyinüzerine bir sefer düşünülüyor.
Ancak halkın tepkisinden korkuluyor. Muaviye danışmanlarını toplamış durumu görüşüyor. Biri:
- Efendim, diyor, bir dakika izin verin, halkın bu sefere tepki gösterip göstermeyeceğini anlıyalım...
Ve hemen balkona çıkarak aşağıdaki insanlara sesleniyor:
- Ey cemaat... Karar verdik, bundan böyle cuma namazları salı günü kılınacak...
Aşağıda toplanan halk boynunu bükmüş:
- Eh ne yapalım... Söz öyle karar verdinizse öyle yaparız...
Danışman içeri dönmüş:
- Buna itiraz etmeyen halk hiçbir şeye itiraz etmez, seferi başlatalım, demiş...
***
Adam atına binmiş, köyüne gidiyormuş. Aniden yağmur bastırmış... Ama ne yağmur; gök yırtılıyor sanki... Önüne çıkan ilk köye zor atmış kendini... Akşam köyün muhtarına konuk olmuş. Muhtar, Tanrı misafirinin atını evin hayli uzağındaki ahıra bağlatmış. İzzet ikramdan sonra yatma vakti gelmiş... Adamcağız odasına giderken kibarca sormuş:
- Muhtar Bey, atım çok kıymetli bir attır. Epey uzak bir yere bağladık. Gece çalınma tehlikesi filan olabilir mi?