Şimdilerde İstanbul sokaklarında bolca rastladığımız savaş kaçağı Rus gençlerin dedeleri de İstanbul’a sığınmıştı bir zamanlar.1920 yılıydı… Rusya’da Kızıl Ordu’ya yenilen Beyaz Ordu’yu destekleyen ve adına “Beyaz Rus” dediğimiz insanlar evlerinden kaçarken bir kısmı da İstanbul’a sığındı. Adları Beyaz Rus idi ama Belarus’la ilgileri yoktu. Saf kan Rus idiler. Parasızdılar. Gelir gelmez çalışmaya koyuldular. Soylu adamlardı. 1921 yılında patlak veren tramvay grevinde Rus işçilerle grevin kırılacağı haberleri yayıldığında Presse de Soir gazetesine şu açıklamayı yaptılar:“Ruslar maddi vaziyetleri ne kadar kötü olursa olsun kendilerini muhabbetle kabul etmiş bu memleketin işçilerinin ekonomik sebeplerle ilan ettikleri greve zarar vermeyi asla düşünmemekte, işçileri desteklemektedirler.”Rus prensesler, prensler, generaller, profesörler, eski milyonerler sokaklarda sigara, çiçek, vs. satmakta ya da garson veya kapıcı olarak otellerde, lokantalarda boğaz tokluğuna çalışmaktadırlar. Bu arada ressamlar sergi açmakta, müzisyenler ders vererek veya pavyonlarda geceleri çalarak birkaç kuruş kazanmaktadır.***Elinden aşçılık ve pastacılık gelenler kente yeni lezzetler getirdiler. Hâlâ bazı...