1946 seçimleri sonrasında da Demokrat Parti ile CHP amansız bir mücadeleye giriştiler. Ancak DP, iktidardaki CHP’nin her vasıtayı kullanarak yasa dışı baskılar uyguladığı yakınması içindeydi.
İnönü o sırada partili bir cumhurbaşkanıdır. Ancak tarafsız kalmak yolunda da bir büyük çabası vardır. İnönü, şikâyetçi DP lideri Celal Bayar ve Başbakan Recep Peker ile ayrı ayrı görüşmeler yapar. Ardından ünlü 12 Temmuz beyannamesini yayımlar. Orada der ki:
“Ben Devlet Reisi olarak, kendimi her iki partiye karşı müsavi derecede vazifeli görürüm. Meşru ve kanuni siyasi partilere karşı tarafsız, eşit muamele mecburiyeti, siyasi hayat emniyetinin temel şartıdır.”