Dilimizde tırlatmak diye bir deyim var... Sözlüklere göre
“Aklını yitirmek, çıldırmak, delirmek” anlamına geliyor. Bu kelime
yakında başka anlamlar da kazanabilir... Örneğin:
“Bir TIR’ın içinde deklare edilenden daha farklı malzeme
bulunması.”
Mesela örneğin TIR’ın konşimentosunda ilaç ve insani yardım
malzemesi yazarken yapılan aramada havan topu, top mermisi,
makineli tüfek mermisi gibi devlet sırları çıkarsa... Arayanlar
TIRlatabilir.
Yetkili zevat bu durumda: “Suriye’deki Bayır Bucak Türkmenlerine
insani yardım gidiyordu, TIR’ı nasıl arar da içinde silah
bulursunuz?” diye TIRlayacak, sıkışırsa “Canım üstünde ilaç vardı
demek altına paralelciler birkaç mermi koymuş” şeklinde konuşarak
vatandaşı TIRlatacaklardır.
Hoş böyle şeyler ülkemizde hiç olmuyor da değil... Mesela adam bir
tabak çikolata yaptırıyor, bakana hediye gönderiyor, çikolatanın
altından dolarlar çıkıyor. Gören tırlatıyor... Ol misal...
Ne diyorduk... Evet oynatmaya pardon tırlatmaya az kaldı...
Neden mi? Bu mermileri atacak havan topları, makineli tüfekler
falan nerede? Daha önceki TIR’larla mı gitti, arkadan mı gelecekti?
Giden mermiler bize ne olarak dönecekti? Göçmen olarak mı, ABD’den
teşekkür olarak mı?
Bu sorular adamı TIRlatır... Bu arada yazıya yayın yasağı koyuyor,
okuyanların başkasına anlatmamasını rica ediyoruz. Anlatırsanız
“izinsiz laf taşımak” suçundan içeri girebilir, aniden
fıtTIRabilirsiniz...
Anayasa Mahkemesi’nde kadın üye kalmamış!
Madem öyle adı değiştirilsin Babayasa Mahkemesi olsun!
Akif Kökçe
İNCE
Bedii Faik’in “Matbuat Basın derkeen Medya” adlı kitabını
yeniden okurken birbirinden hoş nüktelere rastlıyoruz. İşte
onlardan biri...
Keçecizade Fuat Paşa’ya İngiliz Büyükelçisi sormuş:
- Sultan Aziz’in büyük bir pehlivan olduğu ve bütün namlı
pehlivanları dahi kolayca yenebildiği doğru mudur?
Fuat Paşa:
- Doğrudur ekselans, dedikten sonra eklemiş: