ABD Başkanı Trump’ın YPG’ye ağır silah verilmesine yönelik kararı, Suriye’de bir Kürt devleti kurulmasına kesin desteğini ifade ediyor. ABD Dış İlişkiler Konseyi Başkanı Richard Haass’ın şu mesajı da ilişkilerin tuzu biberi oldu:
“Trump yönetiminin Suriye Kürtlerini silahlandırdığını görmek
güzel. (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan) ziyaretini iptal
ederse, otoriter yönetimi ve Suriye’deki yararsız rolü göz önüne
alındığında büyük bir kayıp olmaz.”
Türk - Amerikan ilişkileri hiçbir zaman bu kadar dibe vurmadı...
Sadece ABD mi? Bir Alman diplomatının şu sözlerinin de altını çizelim:
“Almanya-Türkiye ilişkileri 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana hiçbir zaman bu kadar kötü olmadı...”
İç politikada puan toplayacağız diye ona buna hakaret etmeye... Gücümüzle orantısız tehditlere... Ardından geri adım atarak durumu toparlamaya dönük ilkel dış politika sonucu...
Ne çevremizde ne de Batı’da dostumuz kaldı...
Dostları ve komşuları tarafından yok sayılan, bölgedeki ve dünyadaki etkisini tamamen yitirmiş bir ülkenin bulunduğu yerden bir adım ileri gitmesi mümkün mü?
Şimdi de ABD, YPG’yi tam teşkilatlı ordu haline getiriyor. Stratejist Cahit Dilek şöyle diyor:
- Devlet varsa ordu vardır, ordu oluşturuluyorsa devlet olacak demektir...
Bu ordunun Suriye’de işi sağlama aldıktan sonra Türkiye’nin Güneydoğu’suna yöneleceğini söylemek kehanet değildir.
CÜBBELİ
Cübbeli Ahmet Hoca, internette dolaşan videoda konuşuyor, aynen şöyle diyor:
“Kadınlar duymasın ama sizin işinize yarar, ‘en çok salavat getiren cennette en çok huriye sahip olur’... Beleş iş yok! Yatana saman yok! Tamam? Salavata devam, huriler bol... Resulullah öyle buyurdu. Tabii şimdi kadınlar bunu duymasın, ahirette zaten o damarları alınacak onların o sinir damarları, kıskançlık damarları alınacak yoksa cennette de başımıza bela olurlar...”
Medyada adı “ünlü hoca”, “din adamı” vs. diye geçen birinin sözleri bunlar...