Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünkü 22. Muhtarlar Buluşması’nda
yaptığı konuşmada dikatimizi çeken iki görüşten önce doğru olanını
belirtelim... Doğru olan “79 milyonuyla biz, Türküyle, Kürdüyle,
Arabıyla tek bir milletiz. Bayrağımız dışında bayrak asla
tanımıyoruz. Ve tek vatan” sözleriydi. Bu doğruları korumanın,
yaşatmanın yolu neydi, derseniz... Onu da bir gün önce Kemal
Kılıçdaroğlu açıklamıştı.
“Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ayarlarına dönmesi” daha doğru
ifadeyle; kuruluş felsefesini ve ilkelerini hatırlayıp onlara
tekrar sarılması.
Olaylar yaşandıkça Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinden ve
hedeflerinden uzaklaşmanın ne kadar yanlış, faturasının ne kadar
ağır olduğu tokat gibi suratımıza çarpıyor.
Cumhurbaşkanı’nın dünkü konuşmasında katılmadığımız görüşe
gelince... “Erdoğan gitsin demek devlet yıkılsın demektir” görüşüne
katılmamız mümkün değil. Cumhuriyetimiz 7 yıl sonra dalya diyecek.
Daha öncekileri bir yana bıraksak dahi, bugünkü “devlet”imiz
kurulalı neredeyse bir asır oldu. Bu süre içinde kimler geldi,
kimler geçti. En başta Mustafa Kemal Atatürk geldi geçti.
İnönü’ler, Bayar’lar, Menderes’ler, Demirel’ler, Özal’lar geldi
geçti. Ama hiçbiri “geçti” diye devlet yıkılmadı. Çünkü Mustafa
Kemal Atatürk’ün kurduğu devlet kişilerle değil, ilkelerle
kadimdi.
Korkmayalım; o ilkeleri terk etmediğimiz sürece devlet
yıkılmaz.