Ekranlarda hemen her gece 15 Temmuz darbe girişimi
konuşuluyor...
Her kafadan bir ses çıkıyor... Ama sonuç çıkmıyor...
Çünkü darbe ile ilgili bilgiler eksik. Çelişkili. Yanıltıcı...
Darbe girişiminin lider kadrosu kimlerden oluşuyordu? Girişim
başarıya ulaşsa iktidarı kimler ele alacaktı? Bu gerçekten bir
darbe miydi yoksa Başbakan’ın dediği gibi bir kalkışma mı? Hedefi
kimdi? Neden hükümet üyelerine hiç dokunulmadı?
MİT ve Genelkurmay Başkanları darbeden neden Cumhurbaşkanı ve
Başbakan’ı haberdar etmediler? Etmedikleri halde neden hala
görevdeler?
Neden darbeyi önleyen de Silahlı Kuvvetler olduğu halde darbeciler
başarıya ulaşmış gibi askeriye duman ediliyor?
Bu soruların yanıtları bilinmedikçe herşey havada kalacak...
Geceleri televizyonlarda izlediğimiz, “Türkiye’nin aklı”
sayılabilecek strateji uzmanları, gazeteciler, siyasetçiler, emekli
askerler boşa konuşacak.
Bilinçli kamuoyu iktidara ve devlete kuşku ile bakacak... Yönetim
mekanizmasına duyulan kuşku güvensizliği büyütecek.
İktidar yargıya da hakim olduğundan yakında başlayacak mahkeme
safhasının da aydınlatıcı bir sonuç vermesini beklemek zor.
Bu karanlık sürdükçe halk olup biteni doğru yorumlamaktan aciz
kalacak, doğru siyasi tespit ve tercihler yapmaktan biraz daha
uzaklaşacaktır.
Günün içinden
Partilerin ortak önergeleri ile Hakkâri ve Şırnak’ın ilçe
yapılması durdurulmuştu.
Sabah gazetesinde Zübeyde Yalçın’ın haberine göre; hükümet,
olağanüstü hal (OHAL) kapsamında yeni bir kanun hükmünde kararname
(KHK) hazırlamış. Yeni KHK’da, Torba Yasa içinde yer alan ancak son
anda partilerin ortak önergeleri ile çıkartılan iki önemli
düzenleme yer aldı. Bunlardan biri Hakkâri ve Şırnak’la ilgili. Bu
iki il, ilçeye dönüşecek. Yüksekova ve Cizre ise il
yapılacak...
Anlaşılıyor ki Meclis’te verilen karara Beştepe müdahale etmiş,
Hakkâri ve Şırnak’ı tekrar ilçeye dönüştürme kararı alınmış.
Geçen yıl PKK ile mücadelenin esasları açıklanırken doğru bir
görüşle artık örgütle halkın ayrılacağı, halka karşı şefkatli bir
tavır izleneceği açıklanmıştı. Hakkâri ve Şırnak’la ilgili karar bu
ilkeye ters düşüyor.
İki ilin halkında ilçe kararına karşı büyük tepki olduğu
biliniyor.
Bir başka tuhaf haber; artık türbanlı polis devri
başlıyormuş...
Böylece polisler ikiye ayrılacak; türbanlılar, türbansızlar!
Türbansız polisler teşkilat içinde herhalde baskı görecek.
Kadın polisler halkla karşı karşıya geldiklerinde de türbanlı ya da
türbansız olduklarına göre taraflı muamele yapmakla
suçlanacaklar.
Bir ilginç haber daha; Haydarpaşa GATA Hastanesi’nin adı “Sultan
Abdülhamit Eğitim ve Araştırma Hastanesi” olmuş. Darbeye karşı
demokrasi kazandı deniyordu... Demokrasi denince de akla Sultan
Abdülhamit geldi demek!