Yıllardır İsveç'te yaşayan eski arkadaşımız Yusuf Küpeli'nin geçen pazar gecesi hayata veda ettiği haberi geldi. Anılardan birkaç hüzünlü sayfa koptu, düştü önümüze...Yusuf'la Mülkiye'nin birinci sınıfını birlikte okuduk. Bir süre E. Büyükelçi Daryal Batıbay, Yusuf ve ben yurdun aynı odasını da paylaştık. Saf, iyi niyetli, sevecen bir arkadaştı. Ancak özellikle haksızlık karşısında çabuk öfkelenir, adeta kendini kaybederdi. Bir başka sınıf arkadaşımız olan Mahir Çayan'a takıldı. Giderek sol eylemlerde görülür oldu. Yollarımız ayrıldı.Yusuf'la bir akşam tiyatroya gidelim dedik. Ulus'ta Küçük Tiyatro'da Gogol'ün Palto adlı oyununu izledik. Çıkışta oyunu nasıl bulduğumu sordu. Sıkıcı buldum, dedim. Birden kızdı:- Sen hiç paltosuz kış geçirdin mi? diye sordu.Geçirmemiştim. Ailemiz varlıklı değildi ama bizi hiç paltosuz bırakmamıştı. Çok uzun anlatmadı ama... Anladım ki o paltosuz kışlar geçirmiş, soğuk havalarda bir paltonun özlemini çekmişti.Yazın evine gittim. Kartal'da, demiryolunun yanında, büyücek bir kümes diyebileceğimiz bir kulübede yaşıyorlardı. Tek varlığı yaşlı annesiydi. Kadıncağız belli ki Harp Okulu'na giden oğlunun teğmen çıkacağı, böylece birlikte rahata kavuşacakları...