M.K., 45 yaşında bir kadın. Kayseri’de yoksul bir aileye doğdu.
Hiç okula gitmedi.
14 yaşında ablasının yanına Adana’ya yollandı. Orada evlendi.
Kocası içki ve kumar yüzünden eve gelmez olunca boşandı. 1
yaşındaki kızıyla Adana’ya, kardeşlerinin yanına döndü. Bir adamla
tanıştı, 2001’de evlendiler. “Sen de, kızın da başım üstüne” diyen
3 çocuk sahibi adam evlendikten sonra M’nin 3 yaşındaki kızını
istemez oldu.
Bu arada adam M’ye sürekli, çocukların gözü önünde fiziksel şiddet
uyguluyordu. Önce darp, sonra tecavüz. Darp ederken adamın oğlu
“Baba n’olur bırak” diye yalvarır, M’nin kızı ise korkudan kendini
odaya kapatırdı. Bir keresinde M’ye şiddet uygularken “Yapma baba”
diye bacağına yapışınca, adam saçından tuttuğu gibi çocuğu yatağa
fırlatmıştı.
M., ikinci çocuğuna 4.5 aylık hamileydi, adam M’nin parmaklarında
can bırakmayana dek onu darp etti ve kolunu kırdı. Hastanede adamın
zoruyla “Düştüm” dedi.
O gün aldığı darbeler sonucunda M’nin karnındaki çocuk öldü.
Bir hafta sonra, nedendir bilinmez, kardeşleri adamın eski karısını
M. ile adamın yaşadığı eve getirdiler. Kadın bir yıl evlerinde,
onlarla birlikte kaldı. Adam hem M. ile hem kadın ile birlikte
oluyordu.
M. yeniden hamile kaldı, bir kızı oldu. Yemek, çocuk bakımı, ev
işleri, hepsi M’nin üzerindeydi. M. bu arada iki kız çocuğu daha
doğurdu. Doğum sonrası sağlığı bozulmuş, bitkin düşmüştü, 50 kg. ya
var ya yoktu. Doktor iğne vermişti, her gün karşı binadaki emekli
hemşireye iğne vurduruyordu. Bir sabah yine kahvaltıyı hazırlayıp
bıraktı, karşı komşuya iğne olmaya geçerken, adam onu yukarı
çağırdı. Kalın bir kabloyla kadını öyle bir darp etti ki, M.
telefona zor yetişti. 155’i aradı “Yetişin, kocam beni öldürüyor”
dedi. Adam kaçtı, po...