TUİK, 2015'in gelir ve yaşam koşulları araştırmasını açıkladı.
Rakamlar gösteriyor ki, zenginler daha da zenginleşmiş, fakirler
daha da fakirleşmiş.
Türkiye’nin en zengin yüzde 20’sinin milli gelirden aldığı pay bir
yılda yüzde 45.9’dan yüzde 46.5’e çıkmış.
En fakir yüzde 20’nin payı ise yüzde 6.2’den yüzde 6.1’e
gerilemiş.
Şu durumda, Türkiye’de 6.6 milyon insan mutlak yoksulluk sınırının
altında yaşıyor. Bunların aylık geliri 416 TL’nin altında.
Aylık geliri 520 TL’den az olan yoksulları ve ayda 624 TL’den az
kazanan göreli yoksulları da ekleyince, Türkiye’de toplam 16.7
milyon insan yoksullukla boğuşuyor.
16.7 milyon!
Ülke nüfusunun 5’te 1’i!
*
Deloitte’un 2015’te yayımladığı Türkiye’de Lüks Sektörü: Lüksün
Yükselişi raporuna göre ise, Türkiye’de 2010-2014 yılları arasında
lüks pazarı yılda ortalama yüzde 10 oranında genişleyerek 5.3
milyar TL’ye ulaştı.
2018’e kadar da 7 milyar TL’ye çıkması öngörülüyor.
BDDK verilerine göre, bankada 1 milyon TL ve üzerinde parası
olanların sayısı son 10 yılda ortalama yüzde 22 oranında artarak
2014’te 77 bin 210 kişiye ulaştı.
*
Yani, bir uçta ayda 422 TL’nin altında yaşamaya çalışan 6.6 milyon
kişi...
Diğer uçta, bankada 1 milyon TL’nin üzerinde parası olan 77 bin
kişi.
Bir yanda, temel ihtiyaçlarını karşılayamayan milyonlar...
Diğer yanda, otomobil, ayakkabı ve çantayla statüsünü vurgulayan,
genç kalmak uğruna lüks markaların kişisel bakım ürünlerine yönelen
binler.
Her yıl toplamda 5 milyar TL’den fazla para dökülen kıyafetlerin,
mücevherlerin, lüks arabaların, yatların sürdürülebilir kalkınmaya,
sosyal adalete, eğitime, bilimsel ilerlemeye hizmet etmediğini,
insanlığa hiçbir anlamlı geri dönüşü olmadığını da görmeliyiz.