Sanat eleştirmeni Ayşegül Sönmez uzun süredir bir sanat okulunun
hayalini kuruyordu.
Sönmez, 8 yıla yakın süredir, kurulduğu günden bu yana Okan
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğretim üyesi. Aynı
zamanda, yetişkinlerden oluşan gruplara ve bazı kurumların
çalışanlarına özel çağdaş sanat ve koleksiyonerlik dersleri
veriyor.
Bunlara ek olarak, Belçika’daki HISK sanat okulunda öğretmenlik
geçmişi var. HISK, yüksek lisans ve doktora seviyesindeki sanat
öğrencilerinin kendi öğretmenlerini seçebildiği bir okul. Bu
yapıda, öğretmenler belirli zamanlarda öğrenciyi atölyesinde
ziyaret edip işleri üzerine konuşuyorlar.
Sönmez, bu tecrübenin de etkisiyle ideal, özgür bir sanat eğitimi
düşlüyordu. Yani, anti akademik bir yapı. Bir nevi, sanat
tarihindeki, Atıf Yılmaz ve Ömer Uluç gibi sanatçıların çıktığı
Tavanarası oluşumu gibi.
14 Ocak’ta hayatına başlayacak olan Sanatatak Eğitim bu
düşüncelerle doğdu. Amaç, eğitimlerinden bağımsız ve iyi sanatçılar
çıkması. Sosyal bilimlerde okuyan bir öğrenciye de, güzel
sanatlardaki bir öğrenciye de, plazada çalışan felsefeye, sanata,
edebiyata ilgi duyan beyaz yakalılara da hitap edecek bir eğitim
programı tasarlandı.
Bu eğitim modelinde profesör, yardımcı doçent gibi unvanlar yok,
tutkuyla ders anlatan eğitmenler ve o derse isteyerek, seçerek
katılanlar var. Sanatatak Eğitim özetle “Başka bir eğitim mümkün”
diyor ve Sönmez’in okul hayaline ufak bir adım niteliği
taşıyor.