BİR yıldır adliye koridorlarına sürüklenen 7 yaşında bir çocuk.
Vaktini dini bir tarikatın toplantılarında harcadığı için çocuğuyla
ilgilenemeyen bir anne. Çocuğun böyle yetişmesini istemeyen bir
baba.
Anne evi terk ediyor, 8 ay çocuk babada kalıyor.
Anne 8 ay sonra boşanma davası açıyor, mahkeme geçici velayeti
anneye veriyor. Anne ve anneanne çocuğun babayla ilişkisini kesmek
için babaya iki haftada bir çocuğu alma iznini kullandırmamaya
çalışıyor, çocuğu babaya vermiyorlar. Baba da mahkemece verilmiş
hakkını kullanmak için her seferinde çocuğu icrayla ve 500-700 TL
ödeyerek almak zorunda kalıyor. Oysa Yargıtay’ın kararına göre, bu
şekilde teslime zorlayan bir ebeveyn velayet hakkını kötüye
kullanır ve bu, velayetin değiştirilmesi sebebidir.
Bir yıldır bu baba çocuğunu icrayla alıp görebiliyor. Ve aile
mahkemesi buna kayıtsız kalıyor.
*
Daha fenası var...
Baba çocuğun vücudundaki morlukları fark ediyor. Çocuk annesinin
yaptığını söylüyor.
Bunun üzerine baba polise şikâyet ediyor; darp raporu alınıyor.
Çocuk annesinin onu dövdüğünü beyan ediyor.
Okulda yapılan faaliyetlerden babanın hiç haberi olmuyor. ‘Babalar
ve Kızları Günü’ne çocuk dayısıyla yollanıyor. Dini eğitim veren bu
vakıf okulunda müdür babaya şöyle diyor: “Burası okul değil tekke,
ona göre davranın.” Oysa annenin çocuğu bu etkinliğe dayısıyla
göndermesi, çocuğun babayla ilişkisini sınırlandırması ve
görüşmelerini engellemesi de velayet hakkının kötüye
kullanılması.