2000'lerde televizyon kanallarının en tasarruflu davrandığı yerlerden biri müzik programları oldu.
2000’lerde televizyon kanallarının en tasarruflu davrandığı
yerlerden biri müzik programları oldu. Kanallar ara sıra ille de
bir müzik programına yer vermeye kafayı taksalar da, “sıkışık”
dönemlerinde ilk ipi çekilen de bunlardı.
Reyting kaygısı, reklam kaygısı, daha büyük kitlelere hitap etme
arzusu, istisnalar dışında müzik programlarını -tabiri caizse-
“yedi”.
Oysa “Müzik ruhun gıdası”...
Evet, klişe bir söz. Ama unutmamalı ki klişeler boşuna klişe
olmuyor.
Müziğin insan sağlığına yararları bilimsel olarak defalarca
kanıtlandı. İnsan psikolojisine olumlu etkisinin yanı sıra hafızayı
güçlendirdiği ve hepsinden öte insanları birleştirdiği
biliniyor.
Yetmez, müzik aynı zamanda dünya barışına dolaylı katkıda
bulunuyor.
Belki artık müzik kanalları dışında, televizyonlarda müzik
programlarına çok nadir rastlıyoruz. Ama neyse ki internet
var.
Fiziki albüm satışlarının tükendiği müzik sektöründe sahne artık
internetin. Özellikle son 10 yıldır müzik sektörü internet
üzerinden yönlendiriliyor.
Televizyonlardaki müzik kanallarının genç neslin elinin altındaki
internetle savaşması ise gittikçe zorlaşıyor. Gençler video
klipleri izlemek için interneti tercih ediyorlar.