Kadın filmleri festivallerine ihtiyacımız var.
Onların varlığı önemli, zira kadınlar her alanda kendilerini
ispatlamış olsalar ve varlık gösterseler de, hâlâ yok sayılıyor,
görmezden geliniyor ve hafife alınıyorlar.
Geçtiğimiz hafta İstanbul’da düzenlenen 16. Filmmor Kadın Filmleri
Festivali’nin koordinatörü Melek Özman, 2017’de Türkiye’de vizyona
giren 151 yerli filmden sadece 12’sinin yönetmeninin kadın olduğuna
dikkat çekiyor ve diyor ki:
“Sinemadaki, film endüstrisindeki cinsiyetçiliği dert eden,
kadınların sinemaya da eşit-özgür katılımını düşleyen, kadınların
üretimlerini gönençle paylaşan, buluşturan, çoğaltan alanlara,
kadın filmleri festivallerine ihtiyaç var.”
Filmmor Kadın Filmleri Festivali sadece günümüz film
endüstrisindeki kadınların değil, geçmişin sinemacı kadınlarının da
sesini duyuruyor.
Bu festival yoluyla Maya Deren’den Füruğ Ferruhzad’a yüzlerce
kadının eserleri ile kadınların sinema tarihinin kayıp parçaları
tamamlandı. Bu sayede bugüne, yeni filmlere, festivallere ilham
veren bir sinema tarihimiz oldu.
“Biz uzunca bir zaman Alice Guy-Blache izleyemedik. Eril sinema
tarihi Alice’i dipnotlarla geçiştirdi; kadınlar ikinci dalga
feminist hareketle onu keşfetti de izleyebildik” diyor Özman:
“Cahide Sonku’nun yönetmenliğini eril jüriye tescil ettirmek için
de feminist harekete, kadın film festivallerine bir hayli iş düştü.
Sinemayla sinemada geçmişimize bakmak, bugünün kaydını tutmak ve
geleceğe bir yol açmak bu yüzden önemli.”
HAYATA FARKLI KADRAJLAR AÇAN KADINLAR
16. Filmmor Kadın Filmleri Festivali İstanbul’dan sonra şimdi de
Festival Baharı kapsamında Anadolu’yu dolaşacak.
Bu yılki festiva...