HAYIR, hayat devam etmiyor.
Ağzında tükürük kalmayana dek “Barış” sözcüğünü tekrar, tekrar ve tekrar telaffuz edenlerin...
Acının, adaletsizliğin ortasında hâlâ umut dolu cümleler
kurabilenlerin tek tek veya topluca öldüğü, katledildiği bir yerde
hayat devam etmiyor.
Benim için, devam etmiyor. Edemiyor.
*
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin bir kültür mirasını koruma
çağrısı yapmasının hemen ardından ensesine saplanan kurşunla öldüğü
haberini aldığım bir cumartesi sabahı derin bir “Offf” çektikten
sonra gün olağan akışında devam edemiyor.
Gidip bir Boğaz havası alamıyorum. Sokaktaki orkestranın ezgileri
eşliğinde hülyalara dalamıyorum. Sinemaya gidip saçma bir film
izleyemiyorum. Eş dostla buluşup incir çekirdeğini doldurmayacak
konulardan konuşamıyorum. Bir parka oturup çocukların neşeli
koşuşturmacalarını izleyemiyorum. İndirim mesajlarıyla telefonumu
terörize eden markaların mağazalarından birine, kaç zamandır
aklımdaki o lacivert atkıyı almaya gidemiyorum.
İçimde giderek büyüyen, durmadan bastırmaya ve dönüştürmeye
çalıştığım öfkemle oturup kalıyorum.