“Rakı, dün-öyada uğruna koskoca bir mutfak yaratılan tek içki.”
1515 farklı mezeyi sofraya koyup Guinness Rekorlar Kitabı’na giren
bir gelenekten söz ediyoruz. Rakı şişesi şeklindeki “1001 Meze
Sofrası”nda 30 farklı kategoride sınıflandırılan mezeleri
hazırlamak için yaklaşık 3 ton hammadde kullanılmış, aşçılar iki
hafta boyunca çalışmıştı.
Böyle bir zenginlik.
Ama rakının mezeleri sadece iştah kabartıp karın doyurmuyor, aynı
zamanda etrafında bir kültür oluşturuyor.
Rakının 500 yıldan fazla zamandır oluşan kolektif damak tadının
beraberinde getirdiği kültürel birikimi derleyen, değerlendiren ve
yorumlayan bir kitap çıktı: “Rakı Gastronomisi – Türkiye’nin
Çilingir Sofrası”.
Kitabın Yayın Yönetmeni Erdir Zat diyor ki; “Elimizde çilingir
sofrasını ve meze mutfağını bütün yönleriyle ele alan yetkin bir
kitap yoktu. Literatürdeki bu önemli eksikliği gidermek
gerekiyordu. Böyle bir motivasyonla yola çıkan ‘Rakı Gastronomisi’
beş yılı aşkın bir çalışma sonunda tamamlandı.”
“Eksiklik”ten kastı gastronomiyi kültür, tarih, coğrafya,
sosyoloji, sosyal antropoloji, etnoloji ve folklor ile buluşturan,
sofrayı müzik ve sinemadan edebiyata kadar uzatan bir içerik.