Bir eğilim var; insanlar hem anne yemeği yemek istiyorlar hem de annelerinden yemek yapmayı öğrenmiyorlar.
Evde de yemek yapmıyorlar ya da belki yapamıyorlar. Belki
zamansızlıktan, belki de alışkanlıkları olmadığından.
Girişimciler elbette bunu fark etti; fabrikalarda asgari ücretlerle
çalıştırdıkları gençlere yaptırdıkları yemekleri “gurme ev
yemekleri” gibi isimler vererek internetten satmaya başladılar.
Daha fenası, kendine esnaf lokantası diyen cadde üstü yerlerin de
hemen hepsi artık yemeklerini yemek fabrikalarından
alıyorlar.
Her yerde yemeklerin tadı aynı.
Burada fark yaratacak yeni bir oluşum var.
Adı MamaMe. Kendilerine şirket değil, platform diyorlar. Zira kâr
etmek gibi bir amaçları yok.
MaMe adlı bir kooperatifleri var ve bu kooperatifin üyesi kadınlar
var. Bu kadınlar evlerinde yaptıkları yemekleri
satacaklar.
Çoğunluğu emekli, bir kısmı çocukları evlenip evden gidince “Yemek
yapacak kimse kalmadı” diye üzülen kadınlar.
Diğerleri ise evde zaten çocukları için pişirenler.
4 kişiye yaptıkları yemekten 20 porsiyon yapmaları sağlanacak.
Onlara ücretsiz hijyen, tadım ve gıda iletişimi eğitimleri
veriliyor.
Kooperatif çatısı altında çalışacaklar ve mutfakları bir gelir
kapısına dönüşmüş olacak.
Bir yandan da yemeklerine puan verilecek, sayfalarına yorumlar
yazılacak; fark edilecekler, fark yaratacaklar ve para kazanıp
kalkınacaklar.
Bu kadınlar, sosyal ekonomik durumlarındaki düzelme sayesinde
bağımsızlıklarını kazanıp dik duracaklar. Şu anda telefon kontörü
için kocasına ricacı olan kadınlar ayda 2 bin 500 TL civarında para
kazanabilecek.
MamaMe’nin önceliği ev kadınlarını ve emekli kadınları
desteklemek.
Onları desteklerken, anne yemeklerini özleyenleri de mutlu etmiş
olacaklar.
MamaMe kuryeleri her gün belirlenen saatlerde onlardan yemekleri
alıp sipariş sahiplerine ulaştıracak.