Yenilenebilir kaynakların sürdürülebilir kullanımını sağlamayı misyon edinen WWF Türkiye'nin 2002'de Antalya-Patara arasında yaptığı bioçeşitlilik araştırması, Kaş'ın büyük öneme sahip olduğunu ortaya koydu.
Kültürel ve tarihi öneminden dolayı Kekova'yı kapsayan Özel
Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇKB) bu araştırmanın ardından Kaş'ı da
içerecek şekilde genişletildi.
Kamu kuruluşları ve balıkçılar ile aylarca müzakere edilerek
Kaş-Kekova bölgesinin denizel alan yönetim planı oluşturuldu.
İlkeler kağıda döküldü. Kapasite geliştirme çalışmaları yapıldı,
eğitimler verildi.
Şimdi elde bir yönetim planı var ama bunu hayata geçirecek idari
mekanizma yok. Denetleme yapılmalı ama kimin yapacağı belli
değil.
Zira 2011 seçimlerinin ardından ÖÇKB müdürlükleri lağvedildi ve
yerlerine Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğü kuruldu. Böylece
yerelde, bu alanlarla ilgilenecek idari birimler ortadan kalktı,
yetki kaymakamlıklara ve il müdürlüklerine verildi. Yani merkeze
bağlandı.
Oysa önceden bu alanların her biriyle ilgili çalışan personel
vardı, ofisleri, iş planları, bütçeleri ve araçları vardı. Sahil
güvenlikle denetlemeye gidiyorlardı; restoranları denetliyor,
koruma çalışmaları yapıyorlardı.
Önceden özerk olan kurum 2011'de genel müdürlüğe dönüşüp merkeze
bağlanınca güçlü yapısı ortadan kalktı.