PEK çok ülkede kentleri yönetenlerin öncelikleri ulaşım, konut inşası, suçla mücadele gibi konular.
Oysa insan trafiksiz bir kentte de mutsuzluktan ölebilir. Sosyal
kalkınmayı sağlayamadıktan sonra istediğiniz kadar yol, köprü,
metro yapın nafile.
Sosyal ve kültürel gerilimin kol gezdiği bir kentte ‘büyüme’nin
lafı edilebilir mi?
*
Kentlerde sorunları sadece parayla çözemeyiz.
Kentleri yaşanılır kılabilmek için kültür politikalarına
ihtiyacımız var.
Kültür sadece sanat ve edebiyatı değil, aynı zamanda yaşam
biçimlerini, insanın temel haklarını, değer yargılarını,
geleneklerini ve inançlarını da kapsar.
*
Son yıllarda Türkiye’de sanki iki ayrı kültür varmış gibi
davranılıyor.
Oysa ‘sizin kültürünüz, bizim kültürümüz’ diye bir şey yok. Bu
coğrafyadaki tüm kültürlerin ortak mirası ve birikimi
bizimkisi.
Kültürü ayrıştırıcı bir şey gibi algılamaktan vazgeçelim. Kültür,
toplumda çeşitlilik hali sağlandığında birleştirici bir unsur,
önemli bir araç.
Bizim artık kültürün ekonomiye katkısını bırakıp sosyal uyuma
etkisini, bütünleştirici gücünü konuşmamız gerek.