Ortaokul ve liseyi özel okulda okudum, İzmir Amerikan Koleji'nde.
Ne engelli bir sınıf arkadaşım oldu ne Kürt ne de yoksul. Mezun olduğumda Amerikan İçsavaşı’nı ve siyahlara yapılan ayrımcılıkları ezbere anlatabilirdim ama Türkiye toplumuna dair bilgim gerçekten sıfıra yakındı. Galiba bir tek Alevilerin sorunlarıyla tanışmıştım o yıllarda. O da Madımak olmuştu da dönem ödevimde Alevileri konu seçmiştim, ondan.
*
Bireyler gibi toplumların gelişmesi için de özeleştiri gerekli.
Yoksa aynı hataları tekrarlar dururuz.
Seçimin ardından yine ne yazık ki okullu kesimden epey bir insanın
halkın ciddi bir kısmını küçümseyerek ‘cahil’ diye yaftaladığına
şahit olduk.
Birilerinin birilerini cahillikle suçladığı son seçim olsun bu.
Zira, pek yok birbirimizden farkımız; bu ülkenin okumuşu da
okumamışı da aktif yurttaşlık açısından hatalı ve noksan. Her iki
kesim de aktif yurttaş yetiştirme konusunda zayıf. Çünkü
hiçbirimizin okul eğitimi bunu kapsamamış. İmkânı daha fazla olan
belki bu becerileri edinmek konusunda daha fazla şansa sahip olmuş
çünkü parasını verip daha iyi eğitim alabilmiş. Ama onlarınki bile
defolu bir aktif yurttaşlık eğitimi.
*
Örnek istiyorsak, paralı özel okullarda yapılan ayrımcılıklara bakalım. Misal, engelli çocuklar çocuğunun sınıfına gelmesin diye çırpınan veliler var. Oysa engeli olmayan bir çocuk engelli olan çocuktan çok şey öğrenebilir, bambaşka bir insana dönüşebilir. Kimi veliler engelli çocuk kendi çocuğunun sınıfında okumasın diye baskı yaparak kendi çocuğunun daha iyi bir insan olmasının önüne geçiyor.