1983'te yürürlüğe giren 2827 no'lu yasaya göre Türkiye'de kürtaj
yasal. Hacettepe Üniversitesi'nin 2013 tarihli araştırması, bu
ülkedeki kadınların yüzde 14'ünün hayatlarında en az bir kez kürtaj
yaptırdığını ortaya koydu.
10 haftaya kadar gebelikler kürtajla sonlandırılabiliyor.
Devlet hastanelerindeki kürtaj hizmetleri devlet sağlık sigortası
tarafından karşılanıyor.
Ama kağıt üstünde.
Çünkü bu yasa Türkiye’de uygulanmıyor.
Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları
Merkezi’nin Türkiye’deki devlet hastanelerindeki kürtaj
hizmetleriyle ilgili yaptığı araştırmaya göre, kadın doğum
bölümleri bulunan 431 devlet hastanesinin sadece yüzde 7,8’inde
isteğe bağlı kürtaj yapılıyor.
Yüzde 78’inde ancak tıbbi zorunluluklarda bu hizmet veriliyor.
Eğitim ve araştırma hastanelerinde de durum farksız. Kadın doğum
bölümü olan 58 hastanenin sadece yüzde 17,3’ünde isteğe bağlı
kürtaj yapılıyor.
Batı Marmara ve Doğu Karadeniz’de 1,5 milyon doğurganlık çağında
kadın olmasına rağmen, isteğe bağlı kürtaj hizmeti veren devlet
hastanesi yok.
81 ilden 53’ünde isteğe bağlı kürtaj hizmeti veren devlet hastanesi
yok.
Geçtiğimiz yaz başında, Kadın Sığınakları ve Dayanışma Merkezleri
Kurultayı bileşeni 12 kadın örgütü tarafından yapılan araştırma da,
büyük şehirlerdeki birkaç hastane dışında yasal kürtaj hakkına
erişim olmadığını ortaya koymuştu.
12 ilde görüşülen 184 devlet hastanesinin 74’ünde kürtaj
yapılabildiği söylenmesine rağmen, sadece Ankara, İzmir ve
İstanbul’daki 9 hastanede evli bekar ayrımı yapmadan isteğe bağlı
yapılabiliyordu.
2015’te ise Mor Çatı, İstanbul’daki 37 devlet hastanesini telefonla
arayarak “İsteğe bağlı kürtaj yapıyor musunuz?” diye sormuş, sadece
3 hastaneden “Evet” yanıtını almıştı.
Memlekette vaziyet bu olunca; yasa bizzat devlet kurumları
tarafından uygulanmayınca, kadınların bedenleriyle ve hayatlarıyla
ilgili kararları başkaları vermeye kalkınca, pek çok kadın ya
istemedikleri gebeliklere, hayatlara hapsoluyor...
Ya da yasa dışı yollardan çıkış arıyor.