İpek Kip eski tekstilci. 6 yıl önce tekstil sektöründeki sürekli
daralış nedeniyle bir müddet dinlenme kararı alarak ofisini
kapattı. Bu arada yüksek tansiyon sorunu yaşadığı için doktora
gitti. Doktor ona derhal ilaca başlamasını tavsiye etti.
İlaç konusunda biraz tutucu olduğu için alternatif yollar
araştırmaya başlamışken bir arkadaşıyla karşılaştı.
Arkadaşı ona, 18’lerde seyreden tansiyonunu, unlu yiyecekleri ve
sütü 3 ay süre ile hayatından çıkararak 12’lere düşürdüğünü
anlattı.
Bunun üzerine Kip kendini onun tavsiye ettiği bir beslenme
uzmanının karşısında buldu. 3 ay boyunca unlu yiyeceklerin tamamını
ve sütü hayatından çıkardı.
Bu arada hayatı boyunca kabızlık sorunu yaşamışken, beslenme
şeklini değiştirip daha önce çok ihmal ettiği protein ve taşdevri
diyetini hayatına sokunca, tüm bedensel sıkıntılarının hallolduğunu
gördü.
Meğerse çok sevdiğini sandığı unlu yiyecekler bağımlılığı olmuş ve
metabolizmasını bozmuş.
Biraz daha araştırınca, maya ve glüten intoleransı olduğunu da
buldu.
Beslenme değişikliğinin sadece fiziksel değil, ruhsal ve zihinsel
anlamda da faydası oldu.
Enerjisinin yükseldiğini hissetti.
Kip, beslenme konusunu daha derinlemesine öğrenmek için ABD’deki
IIN, yani Bütünsel Beslenme Enstitüsü’ne kaydoldu ve orada Hülya
Çavdar ile tanıştı.
O da aynı şekilde tiroid rahatsızlığını beslenme ile şifalandırmış,
uzun yıllar profesyonel stratejist kariyerinden sonra idealini
yapmaya karar vermişti.
Uzmanlardan aldıkları dersler ile tüm gelmiş geçmiş diyet
teorilerini öğrendiler.
Farkındalıkla beslenmenin ne demek olduğunu, gıda sektörünün
insanlar üzerinde ne gibi oyunlar oynadığını fark ettiler.