YIL 2001, Radikal gazetesinde bırakın koşmayı, emeklediğim günler.
Necmiye Alpay gazetede ‘Dil Meseleleri’ isimli köşeyi yazıyor.
Henüz hatasız cümle kuramadığımdan Alpay’ın köşesini iştahla takip
ediyor ve kendimi, onun varlığından bile haberi olmayan öğrencisi
gibi hissediyorum.
Gazete haberleri ve köşe yazılarından örneklerle dilin sorunlarına
değindiği yazılarında Murat Belge, Ahmet İnsel, Elif Şafak gibi
yazarların hataları da yer aldığından olsa gerek, Alpay’ın adı
biraz latifeyle karışık ‘dedektif’e çıkmıştı. Hatta bir yazısında
bu nitelemeye itiraz ediyordu: “‘Necmiye Alpay’ın dil hataları
konusunda dedektiflik yaptığı köşe’ de deniliyor, dedektiflikte bir
olumsuzluk görmeksizin. Oysa dedektiflik, hata avcılığı yapmak,
rastlanan tekil hataları sıralamak demekse ve ben dedektiflik
yapıyorsam, amacıma ulaşamıyorum demektir. Çünkü amacım tekil
‘yanlış’ları düzeltmek değil. Yaygın sorunlara, örnekler yardımıyla
dikkat çekip öneride bulunmak, tartışmaya ve bilinç yükseltmeye
katkıda bulunmak.”
Yazar, çevirmen, dilbilimci Alpay Radikal’e Tuğrul Eryılmaz’ın
armağanıydı. 3-4 yıl Radikal Kitap’ta yazdıktan sonra, ana gazeteye
terfi etmişti. Cem Erciyes’in dediği gibi, “Edebiyat çevrelerinin
çok iyi tanıdığı, çok eskilerden gelen biriydi. Ama Necmiye’nin
entelektüel hayata yaptığı katkı Radikal’de değerini bulmuştu.”
Yıl 2005-2006, Radikal’den ayrılmışım, Milliyet gazetesindeyim.
Necmiye Alpay burada da karşıma çıkıyor. Her gün gazetenin genel
yayın yönetmeni Sedat Ergin’den gelen bir kâğıt düşüyor önümüze.
Alpay her sabah gazeteyi okuyup Sedat Bey’e dil hatalarını içeren
bir rapor yolluyor. O da bizimle paylaşıyor.