Akılcı olan vanayı kapamaktır.
Yani bir sorunu kaynağında çözmek aslında tek gerçek çözümdür.
Denizlerdeki plastik kirliliğine de böyle yaklaşmalıyız.
Dünyada her dakika 1 milyon plastik şişe satın alınıyor. Her yıl
üretilen 500 milyar plastik şişenin yarısından fazlası tek bir
kullanımın ardından çevreye atılıyor; sahillere, çöp sahalarına ve
denizlere karışıyor.
Dünyanın en büyük alkolsüz içecek şirketleri her yıl 2 milyon ton
plastik şişe üretiyor. Greenpeace, sadece Coca Cola’nın her yıl tek
başına 110 milyar tek kullanımlık plastik şişe ürettiğini ve bu
sayıyı düşürmek yerine, daha fazla plastik üretimine yatırım
yaptığını açıklıyor.
Halbuki, dünyanın ve denizlerin hali ortadayken, şirketler sorumlu
davranmalı; plastik ambalaj kullanımını epey azaltmalı. Greenpeace
meşrubat içecek şirketlerinden tek kullanımlık plastik şişeleri
kullanmayı bırakmalarını ve yeniden kullanılabilir ambalaj
sistemini benimsemelerini talep ediyor.
Bu haklı bir talep.
Zira her yıl denizlerimize giren 12 milyon ton plastiğin yüzde
60-80’i rüzgarla veya yağmurla karadan geliyor.
Bugün denizlerimiz-deki plastik 150 milyon tondan fazla.
Bu plastikleri peş peşe eklesek Ay’a iki kez gidip gelecek
uzunlukta bir yol oluşuyor.
Deniz kuşlarının yüzde 90’ının, deniz kaplumbağalarının üçte
birinin midesinde plastik var.
Büyük plastik parçaları mikro plastiklere bölünerek deniz
canlılarının besin zincirine karışıyor.
Hatta deniz mahsulleri aracılığıyla tabaklarımıza kadar giriyor.
Bazı çalışmalar bir tabak istiridye yediğimizde vücudumuza yaklaşık
50 küçük plastik parçası girdiğini gösteriyor.
Güneydoğu Asya gibi bazı ülkeler sık sık denizlere çok miktarda
plastik sızd...