Doğal beslenmeye gayret ediyor ve tüketeceğim ürünleri araştırıp
tanımaya çalışıyorum.
Yaz gelmişken soralım...
İçtiğiniz soğuk biranın ne koşullarda üretildiğini biliyor musunuz
mesela?
Ben bilmiyordum. Bilgilendikçe gördüm ki, tazesi de var, o kadar
taze olmayanı da.
Endüstriyel gıda üretiminde enzimler her geçen gün daha fazla
kullanılıyor. Ve üretim süreçlerinde dışarıdan enzim katanlar yok
değil. Uzmanlar, gıda endüstrisinde kullanılan enzimlerin sağlık
açısından zararlı olduğuna ilişkin bilimsel bulgu olmadığını
söyleseler de, sonuçta ortaya çıkan ürün tüketiciye vaat edildiği
kadar doğal olmayabiliyor.
Peki kimileri bunu niye yapıyor?
Cevap basit: Üretimi hızlandırmak, kolaylaştırmak, hammadde
hatalarını ve eksikliklerini örtmek için. Bu sayede doğal hammadde
kullanım oranı azalabiliyor. Haliyle, maliyetler de düşüyor.
Bu yasal olabilir ama en azından ne içtiğimizi bilmek hakkımız.
Ankara Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Gıda
Güvenliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nevzat Artık anlatıyor:
“Enzimler bazı endüstriyel işlemlerde, gıda, analitik ve organik
kimyanın bazı dallarında 1930’lardan bu yana kullanılmaktadır. Bu
alandaki gelişmeler özellikle son yıllarda baş döndürücü bir hıza
ulaştı ve bunun da denetimi zorlaştı.”
Özellikle yaz aylarında soğuk içecek sektöründe artan talebe
yetişebilmek amacıyla üretimi artırmak ya da hızlandırmak için kimi
firmaların proses yardımcı madde olarak enzim kullanımına daha
fazla başvurabildiğini belirten Artık, “Tüketicilerin doğal üretim
süreçlerine ilişkin doğru bilgilendirilmeyi talep etmeleri gerekir.
Gıda üretiminde enzim olmadan üretim yapılamaz. Ama mümkün
olduğunca içinde ne olduğunu bilmemiz lazım” diyor.
Bu tarz bir üretim yasal da olsa, tüketici gerçeği bilmeli. Eğer
bir birada dışarıdan enzim kullanılıyorsa, üzerindeki etikete bu
yazılmalı. Satın aldığı ürünlerdeki hammadde kullanımı ve üretim
süreçlerine dair doğru bilgilendirilmek tüketicinin hakkı.
Bu arada...
Bira alırken son kullanma tarihine bakıyor musunuz?
6 aylık raf ömrü olan da var, 1 yıllık raf ömrü olan da.
Kimi markalar raf ömrünü uzatmak için ek işlem yapıyor. Bu ısıl
işlem ne kadar çok yapılırsa ürünün aroması ve lezzeti o kadar az
hissediliyor. Raf ömrünün uzun tutulmasının nedeni ise lojistik
anlamda daha rahat, esnek hareket etmek ve maliyetleri
düşürmek.
¡ ¡ ¡
Hammaddelerin nereden ve nasıl elde edildiği de önemli.
Ürününü yetiştirip geliştirirken Türkiye’deki çiftçilerle, bilim
insanlarıyla çalışan, 15 tescilli arpası ve 7 tescilli şerbetçi otu
olan marka var mesela. Arpayı başka bir ülkeden almıyor;
sürdürülebilir tarım yapıyor; hepsinden öte, çiftçiyi eğitiyor.
Hammaddesi bu topraktan, üretimi doğal, ürünü taze.
Sadece biri değil, hepsi, beslenmeye titizlenen tüketicinin
ürünlerinde aradıklarına cevap verebilmeliler.
Ne içtiğimizi, elimizdeki biranın hangi tarlanın hangi arpasından
geldiğini öğrenmeliyiz.
Bunun için öncelikle etiketlerle bilgilendirilmeli, ardından girip
internet sitelerinde dolaşmalı, üretimlerine dair ne var ne yok
okumalıyız.
(Bu konuyu 6 Temmuz saat 16:00’da Hürriyet’in Facebook canlı
yayınında uzmanlarıyla konuşacağız.)