İSTER terör saldırısı olsun, ister maden faciası, isterse trafik kazası, ölümlü bir hadise olduğunda hep ölenler üzerinde duruyoruz. Kaç kişi ölmüş diye bakıyor, yaralananların ucuz kurtulduğunu düşünüyoruz.
Oysa çoğu zaman yaralıların hali ölmekten beter. Biz birkaç
sıyrıkla atlattıklarını varsayarken, onlar uzuvlarını kaybederek
yaşamlarını sürdürmek zorunda kalıyor, kimisi komadan çıkamıyor
bile. Ama biz niyeyse dönüp o tarafa pek bakmıyoruz.
*
Birkaç ay önce Cihangir’de bir apartman dairesindeki doğalgaz patlaması nedeniyle sokaktaki simitçi ölmüştü. Herkes o simitçiye üzüldü. Oysa o patlamada yaralanan ve hiç de ucuz kurtulmayan biri daha vardı; taksi şoförü Veysi Bulut.
Bulut beyin kanaması geçirdi, omur kemiği kırıldı, aylardır eli ayağı tutmuyor ve şuuru kapalı.
33 yaşındaki Bulut, 13, 10 ve 1.5 yaşlarında üç çocuk babası.
Bulut, hafta içi şehir içinde nakliyecilik yapıyordu; iki kamyoneti vardı. Taksisinin sahibiydi ama plakası kiralıktı. Hafta sonları taksisinin şoförü dinlensin, ailesiyle, çocuklarıyla vakit geçirebilsin diye taksiyle kendisi işe çıkıyordu. Patlamanın olduğu gün de durakta, sırasını bekliyordu. İşte tam o sırada binadan kopan moloz parçaları aracının üzerine düştü ve Bulut altında kaldı.
*
Şimdi sadece Bulut değil, ailesi de perişan.
Karısı ev kadını, bir geliri yok. Evleri kira.
Mecburen masrafları ödemek için ailesi Bulut’un taksisini sattı, kardeşi Mehmet Bulut da kendi evini satılığa çıkardı.