SULTAN II. Selim 1574'te Harem Şeyhi Kadı Hüseyin'e ferman göndererek "Harem-i Şerif'e yüksekten baktırmayasın" demiş, Kâbe'nin çevresindeki 5 metreden yüksek binaların ve bitişiğindeki evlerin yıkılmasını emretmiş.
Yıkıma, Harem-i Şerif'in duvarına bitişik olan kendi eviyle başlanmasını istemiş. Büyük ihtimalle, bunu gören diğer mülk sahipleri yıkıma itiraz edemesinler diye.
Bu meseleyi ne kadar ciddiye aldığını anlatmak için Kadı Hüseyin'i tembihlemiş: "Yıktırmamışsan neticesi sana ait olup özrün kabul edilmeyecek. Kimseye itimat etmeyip kendin bizzat ilgilenip ihmal ve gevşeklik etmekten kaçınasın."
Kâbe'yi çevreleyen Osmanlı revakları bile Kâbe'den alçak inşa edilmiş.
*
1781'de Kâbe'ye bakan bir tepeye Osmanlılar Ecyad Kalesi'ni dikti. Kâbe'yi düşman saldırılarından koruyan kale,
I. Dünya Savaşı'na kadar Mekke'deki Osmanlı birliklerinin garnizonuydu.
Kâbe çevresinin bozulmaya başlaması 1980'li yıllara rastlıyor. Dokuyla uyumlu ahşap cumbalı evler ortadan kaldırıldı, bayrağı beton binalar devraldı. Bu aslında, Kâbe'nin hazin geleceğinin sinyaliydi.
2002'de Suudiler 1 milyon 400 bin metrekareye yayılan 'çılgın projeleri'
için bu Ecyad Kalesi'ne dozerlerle daldılar.
Buraya hacıların 'ihtiyacı' olan binalar yapacaklarını ama kaleyi aslına uygun yeniden inşa edeceklerini söylediler.
Tabii ki yalandı.
*