Ama bu olumsuz örnekleri topluma mal etmek haksızlık olur. Zira, mendil satan Suriyeli çocuk esnaftan şiddet gördüğünde avaz avaz bağıran yine bu toplumun insanlarıydı.
Ama işte program hata verip duruyordu, önemsenmedi. Ve toplumun bir kesimini besleyen Suriyeli nefreti büyüdü, büyüdü, en son Suriyeli bir kadının çocuklarıyla birlikte katledilmesine kadar gitti.
Türkiye toplumu, dini referanslı ‘ensar-muhacir’ yaklaşımıyla bu işi 5 yıl yönetti. Ama son olaylardan anlaşılıyor ki ‘Müslüman kardeşlerimiz, misafirimiz, onlara kol kanat gerelim’ tavrı sürdürülebilir değil.
YEVMİYELERİ AŞAĞI ÇEKİYORLAR DİYE...
Toplumsal çatışmanın tırmanacağına dair sinyaller uzun zamandır alınıyordu.
En ucuz işgücü olarak toprak sahipleri ve patronlar tarafından sömürülen Suriyeli sığınmacılar, yevmiyeleri aşağı çektikleri gerekçesiyle yerli işçilerin nefret objesine dönüştü.