Türkiye’nin bu cennet köşesinin ortasında ise dev bir kirlilik kaynağı olan Yatağan Termik Santralı.
Bu santral 1985’te üç ünitesiyle enerji üretimine başladı. Ardından, yerel gruplar ile avukatlar insan sağlığı ve çevreye olumsuz etkileri nedeniyle santralın kapatılması için ilgili bakanlıklara, TEAŞ’a ve Muğla Valiliği’ne başvurdu. Ama geri dönüş bile olmadı. Davalar açıldı; 1996’da bilirkişiler santralın üretimini durdurma kararı verdi. Ama mahkemeler kapatma talebini reddedince konu AİHM’ye taşındı ve 2005’te AİHM başvurucuları haklı buldu, Türkiye’ye ceza kesti. Hatta bu ceza üzerine dönemin çevre bakanı Osman Pepe, “Yatağan’da insan sağlığı açısından sınır değerleri aşılırsa santralı tamamen kapamamız gerekecek” açıklamasında bulundu.
Yatağan o dönem kapatılmadı. Üstüne, 2014’te santrala kömür sağlayan madenle birlikte özelleştirildi.
*
Bir termik santralın ömrü en fazla 35 yıl. Ama Yatağan, özelleştirilince ömrü uzadı. Kamyonlar vızır vızır santrala kömür taşıyor.
Halihazırda Türkiye’nin en eski, verimsiz santrallarından olan ve emekliye ayrılması gereken Yatağan, alandan çıkan kalitesiz linyit kömürü adeta ‘içtiği’ için, ona kömür tedarik eden linyit sahası da giderek genişlemek zorunda kalıyor. Bu verimsiz santralda bir ‘ver yansın’ durumu var.