Yılbaşından önce ABD Başkanı Trump Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı bir telefon görüşmesi sırasında askerlerini Suriye’den çekeceğini açıklamış, bunun ardından da hem Amerikan yönetimi içinde hem de ABD’nin müttefikleri arasında ciddi bir çalkalanma yaşanmıştı. Gelen tepkiler yüzünden Trump’ın kararını gözden geçirebileceğini düşündüren gelişmeler olmuştu. Trump belli ki kararının hala arkasında duruyor. Fakat ABD Yönetimi’nin üst düzey yetkilileri İsrail gibi hayati konumda gördükleri müttefiklerinin endişelerini gidermeye çalışıyor, asker çekimini zamana yayacak tedbirler almak için özel çaba harcıyor. Bazıları İran’ın bölgedeki ağırlığının artmasından, bazıları da Suriye’nin Rusya’ya kalmasından rahatsız. PYD/PKK aracını kaybedeceklerinden de bariz bir şekilde endişeliler. Bu yüzden de Kürt sorununa PYD/PKK üstünden sahip çıkarlarmış gibi açıklamalar yapıyorlar. Türkiye’yi ve Türkleri kategorik Kürt düşmanları olarak tanımlamak ve konumlandırmak istiyorlar. Oysa pek ala biliyorlar ki, Türkiye’nin Suriyeli Kürtlerle değil, onların önce IŞİD’e karşı savaşta, şimdi de Rusya ve İran nüfusunu kırmada araçsallaştırdıkları PYD/PKK ile sorunu var. Anlamak istemedikleri şey aslında çok basit.