Geçtiğimiz hafta Avrupa Birliği Parlamentosu’nun Türkiye seçimleri gerekçesiyle bir süredir askıda bekletilen 2022 Raporu vekillerinin onayına sunuldu. 18’e karşı 432 oyla kabul edildi, 152 üye de muhtelif nedenlerle çekimser oy kullanmayı tercih etti.
AP’nin Türkiye Raportörü Sanchez Amor’un liderliğinde kaleme alınan görece kısa raporda Türkiye hem yerildi hem övüldü, en çok da üye ülkelerin Türkiye’den beklentileri sıralandı.
Var olan koşullar altında üyelik müzakereleri sürdürülemeyeceği için de -belli ki dünya siyasetinde oynadığı rol nedeniyle- AB’nin Türkiye ile yeni iş birliği mekanizmaları düşünmesi ve geliştirmesi gerekir dendi.
Adet olduğu üzere de Dışişleri Bakanlığı raporu sert bir şekilde eleştirdi. Adalet Bakanı reformu vurgulayan bir açıklama yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan BM toplantısı için New York’a giderken gerekirse AB ile olan bağlarımızı kopartırız minvalinde konuştu.
Oysa raporun pek çok açıdan ciddiye alınması, kategorik tepkilerle geçiştirilmemesi gerekiyor. Her şeyden önce iç politikaya, daha doğru insan hakları ve hukukun üstünlüğüne ilişkin tespitlerinin çoğunun doğru olduğunu kabul etmek zorundayız.
Rapor iktidar...