Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron geçtiğimiz hafta beraberindeki iş insanlarıyla birlikte Çin’e resmi bir ziyaret yaptı. Ziyaretine AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen de eşlik etti. Gitmeden önce belli ki kırılmasın, ABD ile olan ilişkiler zorlanmasın diye Biden’la konuştu. Yaptığı açıklamalarda ziyaretini Ukrayna savaşında Çin’in oynayabileceği rolle ilişkilendirdi. Ama hedef bariz bir şekilde Çin’i kaybetmemek, Rusya’daki gibi Çin pazarından da olmamaktı.
Zaten dönüş yolunda Les Ecos ve Politico’ya verdiği mülakatta da Macron bunun altını diplomatik bir dille çizdi. Avrupa’nın Tayvan konusunda ne Amerika’yı ne de Çin’i takip etmemesi gerektiğini söyledi. Kritik konularda başkalarına bağlı olmamalıyız, bizim olmayan krizlere sahip çıkmamalıyız, Amerika’nın ritmine, Çin’in de aşırı reaksiyonuna uymamalıyız mealinde konuştu. Bir de üstelik dünyanın üçüncü kutbu haline gelmeliyiz deyince ortalık karıştı.
Beyaz Saray sözcüsü Fransa ile ilişkilerin sorunsuz olduğunu açıklamak zorunda kaldı. Avrupa ve Amerika’daki düşünce kuruluşlarının çalışanları, köşe yazarları ve siyasiler Macron’un sözlerini ve ziyaretini yorumlayarak genelde Fransa’nın istediği stratejik...