İngiltere, resmi adıyla Birleşik Krallık, 11 gün sonra AB üyesi olarak kalıp kalmayacağını oylayacak. Yapılan kamuoyu yoklamaları kalmak isteyenler ile çıkmak isteyenler arasındaki farkın az olduğunu, sonucu kararsızların ve sandık başına gitmeyenlerin belirleyeceğini gösteriyor. Eğer Birleşik Krallık tercihini çıkmaktan yana kullanırsa, ne AB’nin eski AB, ne de İngiltere’nin eski İngiltere olması mümkün.
Zaten ekonomik krizle sarsılan, mülteci akınından etkilenen, Polonya gibi ülkelerinde hukukun üstünlüğüne ilişkin sorunlardan mağdur olan Avrupa bütünleşmesinin Birleşik Krallığın terk kararından etkilenmemesi mucize olur. İngiltere’nin kararı, Brüksel’de varılan uzlaşmalardan rahatsız olan pek çok ulusal parti ve grubu cesaretlendirecek, bütünleşme hayallerinin sonunu getirecek bir sürecin tetikleyicisi olacaktır. Avrupa’nın eskisinden daha yabancı düşmanı, hatta birbirinin düşmanı olma olasılığı artacaktır.
***
Yüzyıllardır kendisiyle savaşmış Avrupa kıtasında AB çıpasının zayıflaması özellikle de milliyetçi partilerin yükselişte olduğu bir dönemde öngörülemeyecek sonuçlara yol açabilir. Şimdilik her ne kadar mülteciler ve Türkiye Avrupa imgeleminde öteki olma fonksiyonunu ifa etse de, Avrupa fikrinin iflası Avrupa içindeki ulusların yeniden birbirinin ötekisine dönüşmesi potansiyelini içinde barındırmaktadır. Yunanistan krizi AB içi ötekileştirmenin ne kadar büyük bir risk oluşturduğunu göstermiştir.