15 Temmuz 2016’da Türkiye’de aklıbaşında kimsenin beklemediği
bir şey oldu ve bir grup asker darbe yapmaya kalktı. 200’e yakın
insan hayatını kaybetti, yaklaşık 1500 kişi yaralandı, TBMM bile
bombalandı. Ama Türkiye demokrasi sınavından alnının akıyla çıktı.
Meclis’te grubu olan dört siyasi parti darbeye karşı açıkça cephe
aldı, basın neredeyse bir bütün olarak darbe karşıtı yayın yaptı.
Hepsinden önemlisi de insanlar verdikleri oya sahip çıktı.
Bu yazının kaleme alındığı saatler itibarıyla Türkiye büyük ölçüde
istikrara kavuşmuş, darbeciler göz altına alınmış, askeri hiyerarşi
çalışmaya başlamış, TBMM de açılmıştı. Artık Türkiye’nin yaralarını
sarması bu kötü deneyimi tam olarak geride bırakması, darbecilere
inat tüm demokratik kurumlarını işletmesi ve tabii ki hep
yazdığımız, konuştuğumuz sorunlarını çözmesi gerekiyor. Çünkü
demokrasi ancak tüm kurumlarının çalışmasıyla konsolide olur.
15 Temmuz darbe teşebbüsü Başbakan Yıldırım’ın dediği gibi bir
Demokrasi Bayramı, yeni bir sayfanın açılması için fırsat penceresi
olarak görülmelidir. Adalete teslim edilen darbeciler hiç kimsenin
aklında şüphe bırakmayacak şekilde ve en adil biçimde
yargılanmalıdır. Daha önce cemaatçiler tarafından yapıldığı
söylenen hatalardan kaçınılmalıdır. Bu darbenin sadece iktidara
değil tüm Türkiye’nin geleceğine ve demokrasisine karşı yapıldığı
unutulmamalıdır.
Kutlayacağımız Demokrasi Bayramı’nın en büyük kahramanı basın-yayın
organları ama özellikle de son dakikaya kadar yayınını kesmeyen
darbeye direnen, insanlara cep telefonları aracılığıyla da olsa
siyasi otoritelerin seslerini ve görüntülerini taşıyan
CNN-Türk’tür. O gece yayında olan ve olan biteni hepimizin
anlamasını sağlayan başta Abdülkadir Selvi olmak üzere tüm
gazeteciler, televizyoncular adlarını Türkiye demokrasi tarihine
yazdırmışlardır.
Eğer bu günü anmak için bir yerlere anıt yapılacak olursa, onların
isimleri bir şekilde bu anıta kazınmalıdır. Polisin verdiği
kayıplara rağmen gösterdiği olağanüstü çaba da ayrı bir anıtın
dikilmesini gerekli kılmaktadır. Washington Büyükelçiliği’mizin
oynadığı rol de tarihe not olarak düşülmelidir. Ne karar alırlar
bilmem, ama ben TBMM üyelerinin yerinde olsam binamın isabet aldığı
bir yeri demokrasi mücadelesinin anısına olduğu gibi saklamayı
düşünürdüm.
Korkmadan sokaklara çıkanlar, tankların önlerine yatanlar ve tabii ki cesaretle darbeye karşı çıkarak süreci tersine çeviren başta Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Yıldırım, CHP Lideri Kılıçdaroğlu olmak üzere siyasiler de her türlü övgüyü hak etmektedir. Türkiye darbeye karşı en çok sivil direniş göstermiş ve başarıya ulaşmasını engellemiştir. Bundan sonra da herkes aynı sağduyuyla hareket etmeli, darbecilerin cezalandırılmasını yargıya bırakmalıdır. Türkiye intikam değil adalet peşinde koşmalıdır.