Her devlet gibi Türkiye’nin de tarihinden, coğrafyasından, hissettiği aidiyetinden kaynaklanan ve iktidarındaki partiden ya da kişiden bağımsız öncelikleri, çıkarları ve beklentileri var. En başta gelen amacı, hatta varoluş nedeni deniz yetki alanları da dahil ülke bütünlüğünü korumak, buna yönelik tehditleri caydırmak. İkinci amacı refahını arttırmak, çevresindeki ülkeler başta olmak üzere mümkün olan her yerle ticaretini, ekonomik ilişkilerini geliştirmek.
Bu genel amaçların dışında, onlar kadar önemli ve ülkenin büyük bir çoğunluğu tarafından desteklenen Kıbrıs sorununu Kıbrıslı Türklerin ve tabii ki Türkiye’nin yararına olacak şekilde öncelikle yönetme, mümkünse çözme, Azerbaycan gibi aidiyet bağı olan ülkelerle özel ilişkileri sürdürme, PKK, IŞİD, El Kaide benzeri terör örgütlerine karşı mücadele etme, bir de sanırım Katar, Libya, Suriye, Somali gibi yerlerdeki kazanımları koruma beklentileri iktidarda kimin olduğundan bağımsız olarak var.
Bana öyle geliyor ki 14/28 Mayıs seçimlerinden sonra da bu çıkar, amaç ve beklentiler var olmaya devam edecek. İktidar bloğu değişse bile Türkiye Kıbrıs’ta gereksiz bir tavize, Ege ve Akdeniz’de çıkarlardan vazgeçmeye...