Trump’ın seçim zaferi sadece ikili ilişkilerin seyrini değil dünya siyasetinin temel parametrelerini de değiştireceğe benzer. Gerek seçim kampanyası sırasında söyledikleri gerekse seçimden sonra yaptığı açıklamalar ve atamalar, böylesi bir politikanın ipuçlarını veriyor. Türkiye olarak ikili ilişkilerdeki muhtemel sıçrama kadar dünya siyaset sahnesinde yaşanacak değişimin sarsıntılarına da hazırlıklı olmamız gerekebilir.
***
İlk sarsıntıyı Amerika ile Rusya’nın yakınlaşması yüzünden yaşayabiliriz. Bilindiği gibi Trump seçim kampanyası sırasında Kırım’ın ilhakını müstakbel bir ABD başkanından beklenmeyecek bir hoşgörüyle tanıyabileceğini söylemişti. Ruslar da ona seçim kampanyası sırasında dolaylı yollardan da olsa destek vermişti. New York Times’ın yazdığına göre, Putin’in tebrik telefonu sırasındaki görüşme de son derece yapıcı geçmiş; iki lider birbiriyle en kısa zamanda buluşma sözü vermiş.
Türkiye’nin en güçlü müttefikiyle en güçlü komşusunun ilişkilerinin iyi olması, birbirlerine, daha doğrusu birbirlerinin çıkarlarına Putin’in arzu ettiği gibi saygı gösterilmesi bölgemizdeki ve dünyadaki gerilimlerin azaltılmasına, BM Güvenlik Konseyi’nin daha etkin bir şekilde çalışmasına yol açabilir. Bu da ilk bakışta Türkiye’nin ve Türkiye gibi istikrardan yararlanacak ülkelerin çıkarınadır. Ama ne yazık ki sadece ilk bakışta.