Hafta sonlarıyla birleştirilen Ramazan Bayramı çoğu çalışan için dokuz günlük bir tatil fırsatı yarattı.
Haberlere yansıdığı kadarıyla da önemli sayıda İstanbullu Cuma akşamüstü itibarıyla bu fırsatı değerlendirmek, günlük hayatına otel, yazlık, kışlık ya da akraba yanında ara vermek üzere şehri terk etmeye başladı.
İstanbul da bize ve tatil veya başka nedenlerle gelenlere kaldı. Her şeyden önce boşaldı, trafiği hafifledi, öğrenci ve personel servisleri yolları terk etti. İşine yetişmek zorunda olan saldırgan sürücülerin sayısı azaldı. Arkanızda sürekli farlarıyla oynayan, sizi yanınızdaki arabanın veya hız sınırının üstüne çıkmaya zorlayan şiddet yanlılarının çoğu gitti.
Yollar da, tüm tarihi ve coğrafi özellikleriyle şehir de gidenler tarafından buradakilere bahşedildi. Havanın istisnai güzelliğinden yararlanıp, iklim değişikliğini ve siyaseti aklımızdan biraz olsun çıkartıp şehrin sunduklarından faydalanmak, İstanbul’un tadını çıkartmak gerek. Ben, yeni binasına geçen ve geçtiğinden bu yana bir türlü gezemediğim İstanbul Modern’den başlamak istiyorum.
Aklımda yeni sergileriyle Arter, Dirimart, Casa Botter ve Lale Müzesi de var. Gitmediyseniz...