1997 baskısı bir ders kitabının Marksizm’i anlatmak için yazılmış bölümündeki küçük bir kutuda dünyadaki eşitsizlik ve adaletsizliğin daha da derinleştiğini gösteren veriler vardı. Steve Hobden ve Richard Wyn Jones tarafından yazılmış olan bu bölümde dünya nüfusunun en varlıklı yüzde 20’si ile en fakir yüzde 20’si arasındaki farkın 1960’da 30 misli olduğu belirtilirdi. Dünya Sağlık Örgütü verilerine dayanarak düzenlenmiş bu kutuda yoksul-zengin farkının 1996 itibarıyla 61 misline çıktığı, dünyada her yıl beş yaşına gelmeden ölen 12. 2 milyon çocuğun yüzde 95’inin yoksullukla ilgili hastalıklardan hayatını kaybettiği, 130 milyon çocuğun hiç okula gidemediği, 70 ülkede ortalama gelirin artmayıp tam tersine azaldığı, 358 milyarderin dünya nüfusunun yarısının gelirine eşit servete sahip olduğu yazılıydı. Ben yaşlandığı için kitabı, daha doğrusu o baskısını emekliye ayırdım. Bazen derslerimde birkaç bölümünü kullandığım oluyor. Ama şimdi daha genç, daha yeni yazılmış kitapları, makaleleri öğrencilerime öneriyorum. Onlar da eşitsizlik ve adaletsizlikten çok düzen kavramını vurguluyorlar, Marksizm’i ortodoks kalıbından soyutlayıp Antonio Gramsci’nin hegemonya anlayışına, Robert Cox’un anlatının epistemolojisini sorgulayan yaklaşımına odaklanıyorlar. *** Fakat gerçek ne yazık ki değişmiyor. Hatta eşitsizlik ve gelir dağılımı anlamındaki adaletsiz giderek daha da derinleşiyor.