Türkiye ardı ardına gelen iki büyük depremle sarsıldı. Onbinlerce insan yaralandı, muhtemelen bir o kadarı hayatını kaybetti. Milyonlarcasında derin, tedavisi zor psikolojik travmalar oluştu. Evler, yollar çöktü. Şehirler yaşanmaz, havalanları, limanlar, okullar, hastaneler kullanılmaz hale geldi. Depremin vurduğu bölgenin ekonomisi işlevsizleşti.
Felaketin büyüklüğü arama-kurtarma faaliyetlerinde aksaklıklara, yardımların dağıtılmasında sıkıntılara neden oldu. Tuvalet, hijyen gibi temel ihtiyaçların karşılanması için yeterince tedbir alınamadı. Kolluk kuvvetleri yağmacıları belli ki önleyemedi. Evler, eczaneler, süpermarketler yağmalandı.
Yağma sırasında yakalandığı iddia edilen insanlar da kameralar önünde yetkisi olmayan kişilerce, yasal olmayan şekillerde cezalandırıldı. Söylendiğine göre bazı yerlerde çatışmalar çıktı, çatışmalar ve türeyen sokak çeteleri arama-kurtarma faaliyetlerinin zaman zaman askıya alınmasına yol açtı.
Ancak devleti ve sivil toplumuyla, madencisi ve itfaiyecisiyle Türkiye ve onun yardımına koşan ülkelerin arama-kurtarma ekipleri zamana karşı yarıştı. Müthiş bir dayanışma ve yardımlaşma sergilendi.İmkansız denen yerlerden güzel...