"Glocalization", küreselleşmeyle yerelleşmenin örtüştüğü anları tanımlamak, küreselleşmenin tek boyutlu ve tek yönlü bir süreç olmadığını anlatmak için ortaya atılmış İngilizce bir kavram. İlk kez Sosyolog Roland Robertson tarafından 1997 yılında bir konferansta kullanılmış, sonra da popüler olmuş. Kavramın etimolojik tarihini araştıranlar 1980’li yıllarda da izine rastlamışlar. Farklı amaçlar için kullanılmış, belli ki küreselleşmenin faziletlerini anlatanlara imkanlar sağlamış. Bana bu kavramı hatırlatan, “işte bu tam da küreselleşme ve onun hegemonyacı dayatmasıyla mücadele etme” dedirtense Kars’ta bir grup yazar, gazeteci ve sosyal medya kanaat önderini İpek Hanım olarak bildiğimiz Pınar Kaftancıoğlu’yla birlikte misafir eden Karslı Peynir üreticisi İlhan Koçulu oldu. Çünkü Koçulu bize Kars kaşarının ve Kars gravyerinin öyküsünü, yani emeklerinin nasıl değer kazandığını, yerel üreticinin büyük sermayeye karşı nasıl direndiğini anlattı. *** İlhan Koçulu’yu tanıyanlar bilir, o herhangi bir üretici değil. İşine aşkla bağlı, daha iyisini nasıl yaparım diye sürekli düşünen biri. Kendisiyle ilk kez dört yıl kadar önce Torino’da bir Slow Food fuarı sırasında tanışmıştım. Sonra da yolumuz pek çok kez kesişti.