Cuma günü New York Times, Wall Street Journal gibi gazetelerde 50’den fazla Amerikalı diplomatın Esad’ın ateşkes ihlallerine askeri karşılık verilmesinin gerekli olduğuna dair ortak bir metin hazırladıkları haberleri çıktı. Haber önemliydi, çünkü çok sayıda diplomat yönetimin izlediği politikayı eleştirmekte ve değişmesi gerektiğini söylemekteydi. Haber Türkiye için de önemliydi, çünkü Amerikalı diplomatlar Türkiye’nin oldum olası savunduğu politikayı desteklemekteydi.
Amerika’nın uzun dönemli çıkarları açısından bakıldığında da diplomatların söyledikleri anlamlıydı. Ne de olsa Amerika kayıtsızlığıyla bölgedeki inisiyatif üstünlüğünü Rusya’ya kaptırmış, önceliklerinin değişmesi IŞİD’in güçlenmesine neden olmuştu. Bu politikanın sürmesi Rusya’nın bölgede daha etkin bir güç olmasına, yeni oluşan jeopolitik fay hatlarının keskinleşmesine yol açacaktı.
***
Bu çıkışın bir boyutuyla Amerika’nın iç politikasına işaret ettiğine şüphe yok. Ama asıl dış politikayı eleştiriyor ve değişmesi gerektiğini vurguluyor. İçinde uyarı da var. Bu uyarıyı Obama Yönetimi ciddiye alır mı bilinmez. Ama şurası kesin ki bizim ciddiye almamamız gerekiyor.
Uyarı ne kadar haklı gerekçeye oturursa otursun bizim dikkatli olmamız, Amerikalı diplomatların yazdığı memorandumdan kendimiz için siyasi sonuçlar çıkartmamamız şart. Bu tür haberlerin bizim için yaratacağı en büyük risk, Amerika’nın politikasının değişebileceğini düşünüp Suriye konusunda önceliğin yeniden Esad’ın gitmesine verilmesi olur.
Ahlaken doğru olan bir pozisyonun, Amerikalı diplomatlar söylemiş diye siyaseten de anlamlı olduğuna inanırsak hata yapabiliriz. Bırakalım Amerikalılar önce kendi içlerinde uzlaşsınlar, sonra Rusya ile konuşsunlar. Eğer nihayetinde benimsenebilecek bir politika çıkarsa benimser, hakkında o zaman konuşuruz.
Türkiye’nin var olan koşullar altında önceliğini Suriye sorununun istikrara kavuşmasına vermesi, iktidar değişikliğinin şartlarının belirlenmesini Suriyelilere bırakması şart. Bizim Suriye’deki sorunun sona erdirilmesi için çalışmamız, ülkenin geleceğinin toprak bütünlüğü temelinde belirlenmesi amacıyla gayret göstermemiz gerekiyor. En azından PKK/PYD gerçeği bize bunu dikte ediyor.