Mensur Akgün Karar Gazetesi

İlk turda seçildi

19 Mayıs cuma günü yapılan İran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ılımlıların adayı olarak tanımlanan Hasan Ruhani ilk turda kullanılan yaklaşık 40 milyon oydan 22.8 milyonunun desteğini alarak ikinci...

21 Mayıs 2017 | 112 okunma

19 Mayıs cuma günü yapılan İran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ılımlıların adayı olarak tanımlanan Hasan Ruhani ilk turda kullanılan yaklaşık 40 milyon oydan 22.8 milyonunun desteğini alarak ikinci kez Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmaya hak kazandı. Kendisine alternatif olan ve Dini Lider Hameny’e yakın aday İbrahim Reisi ise ancak 15.5 milyon alabildi.

Yapılan kamuoyu yoklamaları seçimi her şart altında Ruhani’nin kazanacağına işaret ediyordu. Ancak ilk turda kazanması hem Ruhani’nin hem de İran’ın elini güçlendirdi. Şimdi Batı ile pazarlıkta, ABD’nin uygulamaya koymaya kalktığı yeni yaptırımların askıda kalmasında İran daha rahat olacak. Tahran büyük olasılıkla bölgede daha rasyonel bir politika izleyecek.

***

Her ne kadar İran İslam Cumhuriyeti’nin özgün tarihinden kaynaklanan siyasi yapısı Cumhurbaşkanlığı makamına çok büyük bir manevra alanı tanımasa, bazen dini lider, bazen de Devrim Muhafızları kendi başına siyaset üretse de, bu sonucun Cumhurbaşkanlığı’nı diğer yapılara oranla güçlendirdiği gerçeği göz ardı edilemez.

“Batı” ile ilişkilerini daha sağlam ve öngörülebilir parametreler üstüne oturtan bir İran bölgesinde de daha makul politikalar izleyen, mesela Suriye’yi varoluşsal zemin olarak görmekten vazgeçen bir İran olabilir. Astana Süreci, çatışmasız bölgeler kurulması ile başlayan barış teşebbüsü çok daha kolay ilerleyebilir.

Bunda şüphesiz İran kadar Batı’nın, hepsinden önemlisi de Amerika’nın İran’a ilişkin tavrı belirgin olacaktır. İran’a karşı bariz bir önyargı ve söylemle iktidara gelen Trump Yönetimi’nin yeni yaptırımlar konusunu seçimleri etkilememek gerekçesiyle askıya almış olması Ruhani’nin seçimini tercihe şayan gördüğünün, dolayısıyla da pazarlığa açık olduğunun bir göstergesi olarak okunabilir.

Ancak siyaset dünyanın hiç bir yerinde doğrusal eğilimlerle ölçülemeyeceği, tercihler hiç hesapta olmayan olay ve/veya aktörler tarafından belirlenebileceği için İran-Batı ilişkileri dolayısıyla da bundan etkilenecek olan Türkiye-İran ilişkileri konusunda ihtiyatı elden bırakmamak, siyaset geliştirirken değişken şartları hesaba katmak gerekecektir.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Çatışmanın 999’uncu gününde… 20 Kasım 2024 | 73 Okunma Papatya falını bıraksak diyorum… 17 Kasım 2024 | 117 Okunma Sıcaklık artışlarını durdurma umudu sanki yok gibi… 13 Kasım 2024 | 149 Okunma Dünya Trump’ı hazmetmeye çalışırken… 10 Kasım 2024 | 83 Okunma ABD seçimini yaparken… 06 Kasım 2024 | 92 Okunma