Önce Papa’nın ardından da Avrupa Parlamentosu’nun soykırımdan söz etmesi yine hep olduğu gibi Türkiye’nin tepki göstermesine, en yetkili ağızlardan kınamaların yayınlanmasına yol açtı. Bazen inkar boyutuna varsa da, devlet söylemi temelde bir yıl önce yayınlanan taziye açıklamasının ruhuna sadık kaldı. Umarız bundan sonraki bir kaç gün içinde ortaya çıkabilecek gelişmeler karşısında da sağduyu galip gelir, abartılı tepkiler verilmez. Çünkü:
1.Türkiye’nin resmi pozisyonu artık inkara dayanmamaktadır. 1915 yılında büyük bir trajedinin yaşandığı kabul edilmiş, imparatorluk döneminin Ermeni vatandaşlarının torunlarına taziye mesajı iletilmiş, bu döneme ilişkin adil bir hafızanın yaratılması için çalışılması çağrısında bulunulmuştur. Hatırlanması gereken adil hafıza çağrısının sadece başkaları için değil bizim için de geçerli olduğudur.
2. Türkiye bir yandan 2005 yılında Ermenistan’a yaptığı ortak komisyon teklifine referans verirken, diğer yandan 100 yıl önce yaşananların “soykırım” olmadığını söylerse tutarlı olamaz. Nasıl ki biz başkalarının tarihi olaylar karşısında siyasi kararlar vermemesini istiyorsak, başkalarının da bizden aynı tavrı beklemek hakkıdır. Türkiye bilinmezci tavrını her alan ve açıklamada sürdürmek zorundadır.