Doğuştan kazandığımız varsayılan ama yasalarla ve uluslararası sözleşmelerle garanti altına alınan, fiilen kullanamasak da hukuken bir yerlerde duran haklarımız var. Haklarımız bizi yöneten, daha doğrusu yönetme yetkisi verdiğimiz iktidarlarca ya da devletlerce ihlal edildiğinde en azından ihlal edildiğini biliyoruz. İhlalin geç kalınmadıysa durdurulmasını, ihlalden doğan zararın tazmin edilmesini isteyebiliyoruz. Hakların varlığı devletlerin egemenlik alanına, iktidarların bizler üstündeki tasarruf yetkisine sınırlama getiriyor. İşkence yapmaları, yaşam hakkımızı veya ifade özgürlüğümüzü elimizden almaları eskisi kadar kolay olmuyor.