İnsanlığın bildiğimiz şekliyle geçmişi 300 bin yıl öncesine dayanıyor. İlk atalarımız dendiğine göre Afrika’da ortaya çıkmış, sonra oradan dünyaya yayılmış. Bin yıllarca küçük topluluklar halinde yaşamış ama avcı-toplayıcılığı bırakıp 1920’lerde Avusturalyalı arkeolog Childe tarafından ortaya atılan ve bugün hala benimsenen teoriye göre de Neolitik Devrimle, yani tarıma geçtikçe bir arada yaşayan insanların sayısı artmış.
Çatalhöyük’de 9 küsur bin yıl önce 8 bin kişinin yaşadığı tahmin ediliyor. 11 bin yıllık Göbeklitepe örneği de yerleşik düzene geçmeden önce dahi insanların bir şekilde örgütlenip kalabalık gruplar halinde ibadet edebilecekleri mabetler yaptıklarına işaret ediyor. Onları neyin bir araya getirebildiği, kan bağı ötesinde hangi saiklerin toplumsallaşmayı sağladığı hala tam olarak bilinmiyor. Tarım icadı anlatısı belli ki artık arkeologlar ve antropologlar arasında pek rağbet görmüyor.
Değişimi iklime bağlayan da var, psikolojiye ve ölüm korkusunun evrensel düzen inancıyla aşılmasına bağlayan da. Benim aklıma en yatanı tahakküm ve taahhüt bileşeninin siyasi müteşebbisler tarafından etkin dozda kullanılması. Ama sebebi ne olursa olsun insanlar bir kez...