İki hafta kadar önce bu köşede Çin’in ekonomik ve siyasi potansiyeliyle Türkiye’nin önünde önemli bir imkan olarak durduğunu, Türkiye’nin bu potansiyeli değerlendirmek için çalışması gerektiğini yazmıştım. Çin’in ikame edici değil tamamlayıcı bir rol oynayabileceğini, Türkiye’nin çıkarlarına karşı hassasiyet göstermesinin sağlanabileceğini vurgulamıştım. Bana göre atılması gereken ilk adım ticaret açığının kapatılması için çalışılmasıydı. Bunları yazarken de çıkış noktamda SETA’nın Insight Turkey dergisinde okuduğum bir yazı vardı. Şimdi de önümde Türkiye Günlüğü dergisinin son sayısına katkıda bulunan Başbakanlık Uzmanı İlker Eralp’in “Çin’in 21. Yüzyıl Stratejisi” makalesi var. Orada Eralp hem Çin’in yeni stratejisini anlatmış, hem de bu stratejinin Türkiye’ye nasıl bir katkıda bulunabileceğini irdelemiş. *** Eralp, dikkatimizi temelleri Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in 2015 yılında Kazakistan ve Endonezya ziyaretleri sırasında yaptığı açıklamalarla atılan Kuşak ve Yol Girişimi’ne çekiyor. Bu çok boyutlu projenin Türkiye geçişinin pek çok fırsatı beraberinde getireceğinin altını çiziyor. Eralp’e göre proje kapsamında yer alan altı işbirliği koridorundan en şanslı olanı Türkiye geçişi.