Kadimzamanlar Polonya’da bir köy. Hakkında yazılanları okuyanların söylediğine göre ülkenin ortalarında bir yerlerdeki 380 nüfuslu Zagrody’i andırıyor. En azından coğrafyası benziyor. Olga Tokarczuk ise çocukluğunu geçirdiği köyle kurguladığı köy arasında benzerlik olmadığını, özellikle de insanlarının birbirine hiç benzemediği iddia ediyor. Ki bence haklı da. Ne Zagrody’nin ne de başka bir köyün Kadimzamanlar’a benzemesi mümkün.
Çünkü orada insanlar sekiz ayrı dünya arasında, dört boyuta sıkışmış halde zamanın akışını kendilerine göre yaşıyorlar. Algıları günlük ihtiyaçlarıyla sınırlı, sadece duyguları ve coşkuları sınırsız. Onlar da bizim gibi hayatı anlamaya ve anlamlandırmaya çalışıyorlar. Genellikle doğanın kendilerine sunduklarından dersler çıkartıp, bitkiyle insan, hayvanla bitki arasındaki ilişkiden hareketle dünyaya bakıyorlar.
Ölümü de hayat gibi tevekkülle kabul ediyorlar. Arada da korkuyorlar. Köylerinde önce Rusları, sonra Almanları, daha sonra yine Rusları, 1945 sonrasında da Polonya’daki komünist yönetimi görüyoruz. Şiddet onları çoğunlukla teğet geçiyor. Yahudiler ve Almanlar...