Dünya hiç bir zaman için mükemmel olmamış. İnsanlar önce doğayla sonra da birbirleriyle savaşmış. Tarih boyunca zulüm ve korku altında yaşamış. Ama aklı onu iyi kötü bugüne kadar getirmiş. Ateşi, taşı, demiri derken silikonu bulmuş, sanal dünyayı dahi kurmuş. Hemen her yerde insanlar daha iyi yaşamaya, daha özgür olmaya başlamış. Sorunlarını kurduğu kurumlar, koyduğu kurallar ve inandığı normlarla yönetmeye çalışmış.
Ezen ve ezilen, zengin ve fakir her zaman olmuş. İktisadi krizler, büyük savaşlar, siyasi çalkantılar hep yaşanmış. Doğa da zaman zaman zaman insanlığı zorlamış. Fakat her krizden, her büyük savaştan ve felaketten sonra düzlüğe çıkılmış. İkinci Dünya Savaşı sonrasında da, Soğuk Savaş sonrasında da, dünya ekonomisini derinden etkileyen krizler sonrasında da bir sıçrama, yeni bir bir başlangıç yapma imkanı olmuş.
Ancak benim bildiğim kadarıyla dünya günümüzdeki kadar çok krizle eş zamanlı olarak hiç karşılaşmamış. Büyük devlet rekabeti insanlığı nükleer savaşa, daha doğrusu topyekün yok oluşa bu denli yaklaştırmamış. İklim değişikliği sıcaklık artışlarıyla, yangın ve sel felaketleriyle insanlığın var oluşunu bu denli zorlamamış. Bir yandan bölgesel...