Türkiye tarihinin zor dönemlerinden birini yaşıyor. Aklınıza gelebilecek her türlü terörün tehdidi altında. 15 Temmuz başarısız darbe girişiminden sonra PKK polis merkezlerine yönelik saldırılarını artırdı. Bir yandan içine sızmış, neredeyse tüm dokularına yayılmış bir cemaatten arınmaya çalışılırken, diğer yandan PKK’ya, IŞİD’e ve DHKP-C’ye karşı mücadele veriliyor. Kaybımız ve acılarımız büyük. Ayrıca yapılmaması gereken hatalar da yapılıyor. Ama dış politikadaki değişimlere baktığımda bu sıkıntılı ve sancılı sürecin geçici olduğunu, Türkiye’nin yakında düzlüğe çıkabileceğini düşünüyorum.
***
Türkiye’nin Rusya ile barışması ve Suriye’yle yakında önemli gelişmeler yaşanacağının söylenmesiyle Suriye içi dengelerin değişmesi eş zamanlı oldu. Esad rejimi ilk kez PYD’ye karşı hava operasyonu düzenledi, ağır silahlarla saldırdı. Bu saldırının bize mesaj vermek için yapılıp yapılmadığını bilmiyoruz. Ama yine de olan biteni “eski günlere dönersek, PKK’ya karşı etkin bir bölgesel mücadele gerçekleştirebiliriz” diye okuyabileceğimizi zannediyorum. Bundan İran’ın haberdar olmaması, Rusya’nın rızasının alınmaması da bana imkansızmış gibi geliyor.
Umudum, Rusya ve İran ile yapılan müzakerelerin sonucunda Suriye sorununun yönetimi konusunda bir mutabakatın ortaya çıkması. Dün Başbakan Yıldırım’ın yabancı gazetecileri ağırlarken yaptığı açıklama Türkiye’nin uzlaşma yönünde adım attığını gösteriyor. Belli ki Türkiye geçiş süreci ve sonrasını Suriye halkının vereceği karara bırakmış, yani doğru olanı yapmış. Eğer bölgenin önemli aktörleri uzlaşırsa, Suriye’de yaşanan trajedi biter, sorun ülkenin toprak bütünlüğü çerçevesinde çözülür. Amerika da siyasetini zeminde ortaya çıkan yeni gerçekliğe göre ayarlamak durumunda kalır.